Post-Pandemi Dönemi için Yeni Kentsel Tasarım Ä°lkeleri
Kent çeperinde yaÅŸam fikri, tarihin her döneminde gözlenen bir yaÅŸam formudur. Bu durum belirtildiÄŸi gibi kentleÅŸmenin doÄŸal sonuçlardan biridir ve kökenindeki kentten kaçma isteÄŸi hep var olmuÅŸ, sadece farklı dönemlerde nedenleri deÄŸiÅŸmiÅŸtir. Aşırı kentleÅŸme her koÅŸulda karşıtına istek doÄŸurmuÅŸ ve kentten kaçışı beraberinde getirmiÅŸtir. Bir süre sonra bu durumun da doygunluÄŸa ulaÅŸmasıyla yeniden kente geri dönüÅŸ gerçekleÅŸmektedir. Bu baÄŸlamda kentte yaÅŸam ve çeperde yaÅŸam arasında tarihsel süreç boyunca birbirini izleyen bir salınımın varlığı gözlenmektedir. Öte yandan dünya tarihinde insanoÄŸlunun doÄŸayla olan iliÅŸkisi için en önemli kırılma noktasının Sanayi Devrimi olduÄŸunu söylemek mümkündür. Bu süreçten çok kısa bir süre sonra söz konusu kopuÅŸun sıkıntıları yavaÅŸ yavaÅŸ farkedilmiÅŸtir. 21.yüzyılda da pandemi, doÄŸayla yaÅŸamayı unuttuÄŸumuzu bir kez daha hatırlattı denebilir. DoÄŸayla birlikte, uyum içinde ve geleceÄŸe dönük yaÅŸamayı tekrar öÄŸrenirken, sanayileÅŸme sonrası bu soruna çözüm önerisi getiren kentleÅŸme önerileri bize ilham olabilir.
19.yüzyılın ortalarında Batı Avrupa’da endüstriyel kente tepkiler, bir yandan orta sınıfın kent dışına hareketini, diÄŸer yandan ise kentsel yoÄŸunlaÅŸmanın çaresini arayan mimar ve plancılar tarafından yaÅŸam standartlarını iyileÅŸtirecek konut alanı önerilerini beraberinde getirmiÅŸtir. Kentin yoÄŸun dokusunun dışında, çeperlerde ya da daha dış bölgelerde geliÅŸtirilen bu bahçeÅŸehirler, sonraki dönemin banliyö yerleÅŸimlerinin de temelini oluÅŸturan ve doÄŸayla birlikte bir yaÅŸam felsefesi üretmeye çalışan farklı örneklemler sunar.
Robert Owen‟ın “New Harmony” (1825), Charles Fourier‟in “Phalanstere” (1841), Etienne Cabet‟in “Icarie” (1856), Godin‟in “Familistere de Guise” (1860-1890) ve belki de en bilinenleri olan Ebenezer howard’ın BahçeÅŸehir fikri (1898) gibi ütopyaların yanı sıra
New Lanark yerleÅŸmesi (1800, Glasgow), Saltaire tekstil fabrikası kenti (1853, Leeds), Colonel Ackroyd‟un kurduÄŸu Copley (1853) ve Ackroyden (1861), George Cadbury’nin çikolata fabrikasının yanına kurduÄŸu Bournville (1880, Birmingham), Chicago’da Moltimer Pullman’ın kurduÄŸu Pullman Köyü (1880), Lord Leverhulme’un Port Sunlight’ı (1888, Mersey/Birkenhead), Almanya’da Alfred Krupp tarafından kurulan banliyöler (1906, Essen/Ruhr), Letchworth (1904, Hertfordshire-Ä°ngiltere), Hampstead (1909, Londra-Ä°ngiltere), Welwyn (1919, Hertfordshire-Ä°ngiltere), Margaretenhöhe (1906, Essen, Almanya), Hellerau (1906, Dresden, Almanya), Forest Hill Gardens (1910, New York, Amerika), Radburn (1928, New Jersey, Amerika), Kiefhoek (1925, Rotterdam, Hollanda), Weissenhofsiedlung (1927, Stuttgart, Almanya), Siemensstadt (1929-1931, Berlin, Almanya), Westhausen (1929, Frankfurt, Almanya), Dammerstock (1927-1929, Karlsruhe, Almanya) gibi pek çok gerçek yerleÅŸim,
kentlerdeki saÄŸlıksız koÅŸullara alternatif olmanın yanı sıra kent dışındaki alanlarda kendine yeterli tesislere sahip olmayı, bireyselleÅŸmeye karşı komünal bir hayatı ve dayanışma bilincini oluÅŸturmayı hedefleyen önerilerdir. Bunun da ötesinde amaç insanları, eriÅŸilebilir, fakat yoÄŸunluÄŸun az olduÄŸu yerlere çekerek; düÅŸük maliyetli, geniÅŸ bahçeli, kır ve kent yaÅŸamının tüm avantajlarını birleÅŸtiren, saÄŸlıklı ve yaÅŸanabilir yerleÅŸmelerin oluÅŸturulması, doÄŸayla sarılmış ve onunla iç içe yaÅŸayan kentsel alanlar geliÅŸtirilmesidir.
günümüzde artan nüfus nedeniyle kentlerin hızla büyümesi sonucu çeperde oluÅŸan yerleÅŸim yerleri doÄŸaya ve kentin çeperlerinde bulunan yeÅŸil alanlara zarar vermeye baÅŸlamıştır. Kompakt kent modeli geleceÄŸin kentleri için bir umut ışığı oluÅŸturmuÅŸtur, Akademik literatürde kompakt kent olgusu, 1970’li yılların sonları ve 1980’li yılların baÅŸlarından itibaren tartışılmaya baÅŸlanmıştır (Scheurer, 2007: 3). Fakat bu modelin sürdürülebilirlik sorunsalı ile ele alınması 1990’lı yıllara rastlamaktadır (Arbury, 2005: 54) yaÅŸanan Covid 19 pandemisiyle birlikte uzun yıllardır sürdürülebilir kent modeli olarak literatürde tartışılan kompakt kent modeli tekrar konuÅŸulmaya baÅŸladı.
Pandemi sürecinde kentlerin kendi içinde kapanması ile temel ihtiyaçların (su,gıda,enerji) temini konusunda dışa bağımlı kentlerin zorlandığını gördük, bu yüzden her kentin temel ihtiyaçların dışa bağımlılığını azaltmak için yerel kaynakları en etkili ÅŸekilde kullanılması ve koruması gerekiyor. Bu doÄŸrultuda kent çeperinde bulunan tarım arazileri ve su kaynakları tarımsal faaliyetler için kullanılmalı ve korunmalıdır.
​
​
​
​
​
​
​
​
​
​
​
​
​
​
​
​
​
​
​
Kompakt kent modelinin 4 önemli baÅŸlığı bulunmaktadır yukarıda bahsedildiÄŸi gibi bu modelin önemli amaçlarından biri kentin yatayda büyümesini engelleyerek doÄŸal kaynakları korumasıdır. DiÄŸer özellikler ise sırasıyla çok kalabalık bir nüfusa sahip kentlerin sürdürülebilir ve verimli ulaşım sistemlerine sahip olması, sosyal yapı, yoÄŸunluk ve karışık kullanım kavramları birleÅŸme ve çeÅŸitlilik kavramları ile bir arada kullanılması ve kentsel altyapının daha ekonomik yollar ile temin edilmesidir. (Beatley, 1995: 387; Burton, 2002: 231).
Åžekilde kompakt kent modelinin ve yayılmış kent modelinin kent arazisi üzerinde nasıl konumlandığı gösterilmektedir. Åžekilde gösterildiÄŸi üzere kompakt kent modelinde yayılmış kent modelinden farklı olarak kentsel aktivite ve iÅŸlevler birbirleri içinde geçmiÅŸ durumdadırlar bu durum yayılmış kent modelinde olduÄŸu gibi bu alanlar arası ulaşım özel ve kamusal araçlara baÄŸlı deÄŸildir, dolayısıyla kompakt kent modeli otoyolların hızla geliÅŸmesini ve kentlerin çeperlere doÄŸru yayılmasını saÄŸlamaz. Kompakt kent modelinde kentli bireylerin yaya olarak veya motorsuz araçlarla olan hareketliliÄŸi ön plana çıkmaktadır.
Covid 19 salgını ile birlikle kentlerimizin ne denli kırılgan bir yapıya sahip olduÄŸunu tekrar görmüÅŸ olduk. Pandemi döneminde post pandemi süreci için önerilen kent modelleri arasında en dikkat çeken model ''15 dakikalık ÅŸehir'' veya kent modeli oldu. Ilkesel olarak kompakt kent ilkelerini benzer kaygılarla ortaya atılan bu model kendine yeterlilik, fiziksel yakınlık, çok merkezlik ve çok sektörlük gibi ilkelerin post pandemi dönemi kentlerinin göz önünde bulundurarak tasarlanması gerektiÄŸini vurgulamaktadır. Kentlinin kullandığı kentsel aktivite ve iÅŸlevlerin 15 dakika yürüme veya bisiklet kullanım mesafesinde bulunan, tek bir merkezde tüm aktivitelerin toplanmadığı karma iÅŸlevli alt bölgelerin bulunduÄŸu eÄŸitim, saÄŸlık ve çalışma baÅŸta olmak üzere temel servislere eriÅŸiminde çoklu seçenekler sunan kentler fiziksel yakınlık ilkesini hayata geçirmeÄŸi kolaylaÅŸtırmaktadır. Böylece otomobil olan bağımlılık azalmış olup, fosil yakıtlarının kullanımından dolayı ortaya çıkan hava kirliliÄŸi azalacaktır. DiÄŸer yandan insan hareketliliÄŸi kitlesel halden çıkıp bireysel düzeyde bir hareketliliÄŸe evirilmesi ile toplanma eÄŸilimi azalacaktır bu durum pandemi gibi saÄŸlığı tehdit eden krizlerde sosyal mesafelenmenin daha kolay uygulanmasını saÄŸlayacaktır.
Pandemi döneminde ekonomisi insan hareketliliÄŸine baÄŸlı olan turizm veya öÄŸrenci kentlerinin ekonomik açıdan zorlandığını gördük. Pandemi ve benzeri unsuların belirli meslek gruplarını olumsuz etkiledi bu durum beraberinde iÅŸsizlik oranın artmasına neden oldu ve zorlu süreci bazlıları için daha zor hale getirdi. Bu yüzden kurulacak olan yeni kentlerin önemli özelliklerinden bir diÄŸeri ise çok sektörlük olmalıdır. Böylelikle pandemi gibi risk unsurların ekonomik açıdan belirli meslek gruplarını kötü etkilediÄŸinde diÄŸer meslek gurupları ayakta kalarak kentin direncine katkı saÄŸlamaları gerekmektedir
Ä°lgili Okumalar:
​
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/53315
​
http://www.kadikoyakademi.org/pandemi-sonrasi-yeni-kentsel-cozumler-15-dakikalik-kent/
Paris'in “15 Dakikalık Åžehir” Olma Hayali
​
Paris Belediye BaÅŸkanı Anne Hidalgo; herkesin iÅŸine, evine ya da istediÄŸi herhangi bir yere 15 dakikalık bisiklet sürüÅŸüyle ulaÅŸabildiÄŸi 15 dakikalık ÅŸehir yaratma fikrini gerçeÄŸe dönüÅŸtürmek için çalışıyor.
Bu baÄŸlamda bisiklet yollarının arttırılması, ÅŸehirde bir günün ''araçsız gün '' ilan edilmesi, insanların iÅŸ yerlerine daha kolay ulaÅŸması için mahallelerde ofisler açmayı veya evden çalışmaya olanak saÄŸlayacak ortak çalışma merkezleri kurmayı, mahallelerde bulunan okul bahçelerinin yeÅŸillendirilmesi ve ortak kullanıma sunulması hedefleniyor.
Paris’le beraber Kanadanın Ottawa kenti geçen aÄŸustos ayında 15 dakikalık mahalleler ağına katılmak istediÄŸini duyurdu. Prof. Moreno aynı zamanda Montreal’deki bir beyin takımıyla, Fransa, Tunus ve Latin Amerika’dan ÅŸehirlerle birlikte bir konsept üzerinde çalışıyor.
​
​
​
Ä°lgili Okumalar:
​
http://www.yapi.com.tr/haberler/parisin-15-dakikalik-sehir-olma-hayali_177538.html
​
​
DoÄŸayla Gerçek Uyum
DoÄŸa ile iç içe olma durumu özellikle endüstriyel devrim sonrası kentlerde ortaya çıkan kentin kırsaldan kopması sonucu kötü yaÅŸam ÅŸartları ve hastalıklar ÅŸehircilik ve kent planlaması baÄŸlamında çeÅŸitli teori ve ilkeler ortaya çıkmasına sebep olmuÅŸtur.
Bu teorilerden en önemlisi Ebenezer Howard tarafından 1898 yılında ortaya atılan Bahçe kent modelidir.
Ebenezer Howard tasarladığı Bahçe Kent modeli
Bahçe kentler; tarım alanları ve ormanlar ile çevrelenmiÅŸ yeÅŸil kuÅŸak, konut, endüstri alanlarını birleÅŸtiren yerleÅŸim modelidir. Kentsel geliÅŸmenin ilkeleri çerçevesinde açık kırsal alan herkese yakındır ve yeni bahçe kentler arasında hızlı ulaşım saÄŸlanmaktadır.
Bahçe kentler veya diÄŸer bir söylemle kır-kent sentezi kentler kırdaki huzur, saÄŸlık ve doÄŸal yaÅŸamı kentteki bilgi, teknoloji, teknik ve siyasi dayanışma gibi özellikler ile bir araya getirmeyi hedeflemiÅŸtir. Nüfusu az düÅŸük yoÄŸunluklu idari ve ekonomik yönden bağımsız ve kendine yeten, endüstri alanlarının kent çeperinde ve konut alanlarına uzak bir konumda yerleÅŸtirilmiÅŸ, tarımsal alanlardan ve açık alanlardan oluÅŸan sistem kenti çevreleyerek tampon görevi gördüÄŸü ve kontrolsüz yayılımın önüne geçtiÄŸi, kent merkezinde parkların bulunduÄŸu ve parkların çevresinde kamusal ve ticari yapıların bulunduÄŸu bir kent modelidir.
Farklı dönemlerde bu prensip benimsenerek farklı mimarlar tarafından örnekler yapılmıştır. yukarıda bu konu ile ilgili detaylı bilgi verilmiÅŸtir. bahçekent modeli kentlerin kontrolsüz büyümesinin önüne geçmeyi hedeflemiÅŸtir,ancak bu konudaki baÅŸarıları tartışılır.
günümüzde kentler kontrolsüz bir hızla büyümeye devam ediyorlar,her yıl milyonlarca insan hava kirliliÄŸi veya obezite gibi yaÅŸadığımız kentlerin niteliÄŸine baÄŸlı olarak yaÅŸamlarını yitirmekteler. Bu nedenle yeni kentsel planlamada doÄŸa ile içi içe ve gerçek uyuma sahip olan kentler olmalıdırlar(Balaban, 2020)
Covid-19 pandemisiyle birlikte bahçekentlerin geri döneceÄŸi konuÅŸuldu hatta Ä°talyan mimar Piero Lissoni, Covid-19 sonrası dönem için kavramsal New York gökdelenini "kendi kendine yeten bir bahçe-ÅŸehir" olarak tasarladı.acaba post pandemi döneminde dikeyde yükselen bahçeÅŸehir modellerine mi ÅŸahit olacağız?
Ä°lgili Okumalar:
​
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/460686
​
http://sbpturkiye.com/bahce-kent-modeli.html
​
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1210578
​
deezin.com da yer alan habere göre;
Ä°talyan mimar Piero Lissoni'nin ofisi, New York'ta kendi kendine yeten bir topluluk ve covid sonrası dönemde yaÅŸamanın bir örneÄŸini saÄŸlayacak dikey bir kentsel çiftlik olarak kavramsal bir gökdelen tasarladı.
Piero Lissoni ofisi Skylines'ı kendi enerji ve kaynaklarının yanı sıra okul, spor tesisleri ve hastane gibi sakinlerinin yaÅŸamasını saÄŸlayan kendi kendine yeten bir gökdelen olarak tasarlandığını söyledi.
Stüdyo, 2020'deki küresel coronavirus salgını ışığında bir binanın kendi kendine yeterlilik fikrinin daha da önem kazandığını belirtti.
"2020 yılı ve küresel bir salgının geliÅŸi, yapısal düzeydeki zayıflıklarımızı ve eksikliklerimizi gerçekten vurgulayarak, kenti ve altyapıları düÅŸünmenin yeni yollarını bulmamıza neden oldu."
New York'ta 80 x 130 metre ölçülerine sahip hayali bir kentsel arsa için tasarlanan plan, enerji için jeotermal enerji ve fotovoltaik paneller kullanıyor ve su için yaÄŸmur suyu geri kazanım sistemi ve su kullanım yönetimi kullanacak.
Çelik kablolardan oluÅŸan konik yapıyı merkezde bulunan kulenin etrafında dolaÅŸan asılı bahçe platformlarını tutamaktadırlar.
Stüdyonun fikrine göre, zaman içinde bu platformlar aÄŸaçlar ve çalılar bir "dikey kentsel orman" oluÅŸturarak gökdelenin tamamen yeÅŸile burunmesini saÄŸlayacaktır.
"Enerji üreten, optimize eden ve geri dönüÅŸtüren bir sistem sahip olacak olan bina, havayı filtreleyen, karbondioksiti emen, nem üreten, yaÄŸmur suyunu yeniden kullanan, güneÅŸ ışınlarından ve ÅŸehrin gürültüsünden koruma saÄŸlayan bir sistem." olması hedeflenmiÅŸtir.
Ä°lgili Okumalar:
​
​https://www.dezeen.com/2020/08/14/skylines-piero-lissoni-conceptual-new-york-skyscraper/
GeleceÄŸin kentlerine iliÅŸkin niteliklerin neler olacağı bunlarla sınırlı deÄŸil elbette. Bu tartışmayı geniÅŸletmek mümkün. Bu yazıda sanayi devrimi sonrası ortaya çıkan kentsel planlama modelleri ve genel prensipleri ele alarak pandemi sonrası dönem için dikkat edilmesi gereken önemli ve öncelikli kavramları ortaya çıkarmaya çalıştık.